24 Mart 2010 Çarşamba

Çocuklar ve Bilgisayar Kullanımı

Daha önce çocuklar ve bilgisayarlarla olan ilişkileri konusunda pek çok yazı okumuş olabilirsiniz. Bunların birçoğu “aman ha!” ya da “sakın!” şeklinde olabilir. Hele bilgisayar oyunları… Çocuğu tam bir canavara çevirirsiniz şeklinde olabilir.
“Çocuklar için bilgisayarlar gerçek dünyanın ta kendisi, öğrenme ve gelişme süreçlerinin birer parçası. ” diyen Amerikalı ünlü pedagog Dr. Richard Woolfson, bilgisayarların çocukların öğrenme dünyalarını genişlettiğini, onlara yeni bir sosyal iletişim yolu sunduğunu söylüyor. Woolfson, “Çocukların sosyal ağlar kurmalarını, gerçek hayatlarında yeni insanlar tanımalarını sağlıyor. Ayrıca eğitim süreçlerinde daha aktif katılımcılar olmalarını sağlayarak öğrenme biçimlerini değiştiriyor. Sosyal hayata dahil olma, müzik ve resim yapma, okur -yazarlığa yardımcı olması gibi yararlarıyla karşılaştırıldığında, çevrimiçi dünyanın zararları çok daha az” diye konuşuyor. Çocukların tüm diğer etkinlikleri gibi bilgisayar kullanımının da dengeli olması gerektiğini vurgulayan Woolfson, çocuklara çevrimiçi tehlikeler hakkında bilgiler verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Çevrimiçi ortamda kesinlikle kişisel bilgilerini paylaşmamaları gerektiği konusunda bilgilendirilmeleri, istenmeyen e-postalar ve siber saldırılar gibi negatif hareketler konusunda bilinçlendirilmeleri, bunlara uygun biçimde tepki vermeleri konusunda teşvik edilmeleri gerektiğini belirtiyor. Woolfson, korkunun ebeveynin öncelikli motivasyon aracı olmaması gerektiğinin de altını çiziyor.
Bilgisayar oyunları konusu…
Peki ya bilgisayarda oyun oynamak zararlı mı? Popüler medya çoğu zaman bilgisayar oyunlarının olumsuz etkilerini gündeme getiriyor, bilgisayar takıntılı ve güçlükle iletişim kurabilen bir karakter çiziliyor ve toplumda negatif bir algı yaratıyor. Oysa Dr. Woolfson oyun oynamanın aslında birçok faydası bulunduğunu söylüyor. Woolfson’a göre oyunlar, çocukların bilgi yığınlarını önlerindeki ekrandan okuma ve bu bilgilere inanılmaz hızlarda tepki verme yeteneği kazanmasını sağlıyor. Bunun için son derece hızlı bir görsel işleme gerekiyor. Bu da analitik becerilerinin, el ve göz koordinasyonunun gelişmesini sağlıyor. Bu bilgileri işleme ve analiz etme sürecinde öğrenilen beceriler, doğrudan iş dünyasına transfer edilebiliyorlar.
Michigan State University’de 3 yıl boyunca 12 yaş altı çocuklarla çalışmalar yapan Profesör Linda Jackson da, bilgisayar oyunları oynamanın görsel ve zihinsel becerileri geliştirdiğini belirtiyor. Resim ve şekilleri kullanarak düşünmeyi öğrenen çocuklar bu sayede aslında bilim, teknoloji, mühendislik, matematik ve tıp gibi disiplinler için bir altyapı oluşturuyorlar. Bu da gelecekteki iş dünyası için onlara yardımcı oluyor. Özetle bilgisayar ve interneti kullanmak, çocuklara geleceğin yeni dünyasına güvenle ve kolaylıkla girebilecekleri kapılar açıyor.

Şimdi bazı olumlu şeyler yazdık diye çocuğunuzun sabahlara kadar oyun oynamasına ya da internette dolaşmasına izin vermeyin tabi ki. Bu noktada terazi sizin elinizde…

17 Mart 2010 Çarşamba

“God of War” Efsanesi Geri Dönüyor

Daha önce bir yazımda yine yazmıştım. Evde sabahlara kadar oyun oynayanlardan değilim. Ama PlayStation 2, PlayStation 3 ve Nintendo Wii aynı anda televizyona bağlı duruyor. Duruyor da ne oluyor! Topu topu 2-3 tane oyun oynayabiliyorum. Biraz seçici olduğum söylenebilir. 17 Mart itibariyle PlayStation 3 için yeni bir oyun daha çıktı. Geçen haftadan beri bu yeni çıkan oyunu, yani God of War III’ü zaman buldukça oynamaya, bizim değimimizle “test” etmeye çalıştım. Kendine özgü bir hikayesi olan Sony Computer Entertainment Santa Monica Stüdyoları’nda geliştirilen efsanevi God of War serisinin üçüncü ve final oyunu kaliteli grafikleri, ışıklandırma detayları ve işlediği antik Yunan mitolojisi ile destansı bir macera yaşatıyor.
Bazen oyuna kendinizi öyle bir kaptırıyorsunuz ki, sanki yanınızda duran saksıdaki çiçekler canlanıyor gibi oluyor ya da elinizi sırtınıza atıp bıçaklarınızı kontrol etmek istiyorsunuz. Tabi bunlar benim için fazla! 1-2 saat oynamak bile yetiyor, artıyor ama elimden bırakmak yine de zor geliyor.

“Ares düşmanlarımı yok et ve tüm hayatım senin olsun”
2005 yılında, bu sözlerle başlayan macera üçüncü final oyunu dile devam ediyor. Tanrılar’ın hizmetkarı olan Kratos’un geçmişte işlediği günahlardan kurtulmak için Tanrılar’ın her dediğini yapması, Savaş Tanrısı Ares’i yok etmek üzere yola çıkışı, dağları aşarak, çölleri geçerek Pandora’nın Kutusu’na ulaşması, öfke dolu Kratos’un, Ares’ten çok daha hiddetli bir Savaş Tanrısı haline gelmesi ve Tanrılar Kralı Zeus’un yeraltında yaşamaya mahkum ettiği Titanlar’ın sırtında Olimpos dağına tırmanması… İşte God of War tutkunları, 2 oyun boyunca, tüm bu macera ve aksiyon dolu yolculukta yerini almış ve efsanenin sonu için nefeslerini tutmuş 3. oyunu sabırsızlıkla bekliyordu.

Eski Yunan mitolojisi aleminde geçen God of War III, oyuncuya, onu arkadan vuran Tanrılar’dan intikam almak için kimi zaman korkutucu yükseklikteki ve mitolojiye göre tanrıların oturduğu dağ olan Olimpos dağına tırmanarak, kimi zaman da cehennemin koyu derinliklerinde gezinerek, eski Spartalı savaşçı Kratos rolünü veren tek kişilik bir oyun. Kratos, üçlemenin bu son bölümünde, acımasız arayışı boyunca Olimpos’u yok etmek için karmaşık bulmacalar çözerken, mitolojinin en karanlık yaratıklarının da üstesinden gelmek zorunda. God of War III’de Kratos’un kırbacı andıran çift zincirli bıçakları ve kılıç gibi silahlarına bir dizi yeni silah ve sihir de eklenmiş.

Yani bu kadar reklam tanıtım, tantana, emek bir oyun için mi? diye düşünenlerdenseniz sözüm yok. Ama bu tür oyunları sevip, PlayStation 3 kullanıcısı iseniz bence vakit kaybetmeyin!

12 Mart 2010 Cuma

Online Dolandırıcılara Dikkat!

“Sülün Osman” lakaplı ünlü dolandırıcının hikayelerini duymayanınız yoktur sanırım. Kimi hikayeleri tıpkı Kemal Sunal filmleri gibidir. Sülün Osman’ın en iyi işlerini yaptığı seneler 1950 ve 60’lar… O zamanki insanlar çok safmış diye düşünmeyin günümüzde de şekil itibariyle farklı ama amaçları dolandırıcılık olan pek çok olayı ve kişiyi duyuyoruz. Özellikle de online dolandırıcılık son zamanlarda hiç olmadığı kadar artmış durumda.
Bu arada Sülün Osman’la ilgili bir iki şey daha söyleyeyim. Tramvay, Galata Kulesi, kent meydanlarındaki saatler, şehir hatları vapurları gibi kamu mallarını sattığı ya da kiraladığı söylenen ünlü dolandırıcının 1952 yılında bir meydan saatini satarken yakalandıktan sonra lakabı “sülün” olmuş.
Bugün, online dolandırıcılığın İngiltere ekonomisine yıllık maliyetinin 30 milyon paund olduğu açıklandı. Bu İngiltere’de kişi başı 621 paund’a denk geliyor.
Online dolandırıcıların metotları gittikçe karışık hale geliyor, tüketicilerin ve işletmelerin bu suçluların yeni taktiklerine karşı tedbirli davranmaları gerekiyor.
Son günlerde Haiti temalı alan adıyla ortaya çıkan ve büyük felaket sonrasında halktan kahramanca bağış yapmalarını isteyen yüzlerce potansiyel dolandırıcılık vakası görüldü. AVG’nin araştırmaları, tüketicilerin yalnızca yılbaşında sahte web siteleri ve diğer online dolandırıcılıklar nedeniyle 185 milyon paund kaybettiğini gösteriyor.

8 Mart 2010 Pazartesi

Mobil Veri Trafiği Katlanarak Artacak

Cisco, Küresel Ağ Endeksi’nin (Virtual Networking Index – VNI) 2009-2014 yılları için Küresel Mobil Veri Tahmini sonuçlarını açıkladı. Araştırma yıllık küresel mobil veri trafiğinin her ay 3.6 exabyte’a ulaşarak 2014 yılında kadar yıllık 40 exabyte seviyesine çıkacağını öngörüyor. Bu tahminlere göre 2009 yılından 2014 yılına kadar mobil veri trafiğinde 39 kat artış gerçekleşmiş olacak. Yıllık bileşik büyüme oranı ise yüzde 108’e ulaşacak.
Mobil cihaz sayısının hızla çoğalması ve mobil video içeriğe olan talebin artması gibi iki trend mobil veri trafiğinin hızla yükselmesinde ana rolü üstleniyor. 2014 yılında mobil ağlara bağlı 5 milyar kişisel cihazın kullanılıyor olacağı tahmin ediliyor. Araştırma sonuçlarına göre 2014 yılında mobil veri trafiğinin yüzde 66’sının mobil video’lardan kaynaklanacağı öngörülüyor. Bu sonuca göre 2009 yılından 2014’e kadar mobil video alanında 66 kat artış gözlenmiş olacak. Söz konusu artış Cisco VNI Küresel Mobil Veri Tahmini’nde mobil veri uygulamaları alanında şimdiye kadar izlenen en büyük artış oranı olarak da dikkat çekiyor.

3 Mart 2010 Çarşamba

2011’de Mobil Cihaz Satışları PC Satışlarını Sollayacak

Deloitte Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT) Grubu’nun hazırladığı Deloitte Telekomünikasyon Öngörüleri raporunun dokuzuncusunu yayınladı. Deloitte 2010 Telekomünikasyon Öngörüleri adını taşıyan bu raporda, iletişim dünyasındaki gelişmelerin yanı sıra mobil ve VoIP iletişimin geleceğini belirleyen son trendler ile bant kullanımından fiyatlandırmaya kadar operatörlerin değişen stratejileri gibi birçok konu uzman gözüyle ele alınıyor.
Önümüzdeki dönemde akıllı cep telefonları arama motoru özellikleri ile bilgiye erişimde önemli bir işlev üstlenmeye hazırlanırken, mobil cihazlar üzerinde VoIP (internet üzerinden ses iletişimi) kullanımının artması mobil operatörlerin yeni stratejiler geliştirmesini sağlayacak. Bu arada iletişim trafiğinin artması telekomünikasyon endüstrisini yeni teknolojileri daha etkin kullanmaya yönlendiriyor. Deloitte uzmanları günümüzde katlanarak artan mobil kullanıcı sayısının, donanımdan yazılıma kadar tüm telekom endüstrisinde ciddi bir çarpan etkisi yarattığını somut rakamlarla sergiliyor.
Bütün bu gelişmelerin önümüzdeki dönemde kullanıcılara sunulan tarifelerin düzenlenme biçiminden iş dünyasının telekom endüstrisinden taleplerine kadar bir dizi gelişmeyi tetiklemesi bekleniyor.