30 Eylül 2010 Perşembe

Photokina Gençleşiyor

Geçtiğimiz ay iki senede bir düzenlenen ve dünyanın en önemli fotoğraf ve görüntüleme etkinliklerinden biri olan Photokina Fuarı’ndaydım. Bu yıl 21-26 Eylül 2010 tarihleri arasında her zamanki gibi Almanya’nın Köln kentinde düzenlenen fuarı sanıyorum bu beşinci ziyaret edişim. Yani yaklaşık 10 senedir Photokina Fuarı’nı takip ediyorum. Artık tüm dünyadaki fuarların bir değişim içerisinde olduğunu ve birçok organizasyonun artık eskisi kadar ilgi çekmediğini hepiniz görüyorsunuz. İnsanlar kalkıp bir yerden bir yere gitmeden de yenilikleri ve birçok ürünü bilgisayarlarının başında inceleyebiliyorlar. Yani bir sanayi fuarında esas amaç o ürünleri görmek değil, belki ticari işbirlikleri ve toplantılar yapmak olabilir.
Fotoğraf ve görüntüleme teknolojilerinin belki bir kısmı yine internet üzerinden hızlıca takip edilebilir. Ancak bu fuar halen 45 ülkeden 1251 katılımcı ve 160 ülkeden 180.000’in üzerinde ziyaretçiyi ağırlıyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren giriş kuyrukları azalmayan bu fuarın bir diğer önemli özelliği ise hem sanatın hem profesyonel yaklaşımların bir arada sunuluyor olması.

Hem fotoğraf sektörü hem de amatör ve profesyonel kullanıcılar için merakla beklenen bir fuar olan Photokina’da bu sene ilk gözlemlediğim şey, yaş ortalamasının biraz düşmesiydi. Daha önceki fuarlarda orta ve orta yaş üzeri bir ziyaretçi ağırlığı varken bu yıl oldukça genç bir ziyaretçi kitlesi vardı. Hemen şunu eklemek istiyorum. Salon sayısındaki azalma kesinlikle fuar içerisinde negatif bir etkiye sebep olmamış. Bunu hem firmaların hem de ziyaretçilerin ilgisinden anlamak mümkün. Çoğu standın önünde onlarca kişi yeni tanıtılan makineleri inceleyebilmek için sırada bekliyor. Ürünleri uzun uzun inceleyebiliyor, fotoğraf çekiyor, uzmanlardan görüşler alıyor. Hatta bazı firmaların birkaç saatlik fotoğraf makinelerini ücretsiz kiralaması ile daha uzun bir deneyim yaşayabiliyor.
Fuarda tahmin edebileceğiniz gibi fotoğrafla alakalı tüm markaları bir arada görmek mümkün. Büyük markaların yanı sıra Uzak Doğu kökenli aksesuar ve yan ürünler satan pek çok ilginç firma karşınıza çıkıyor. Özellikle büyük fotoğraf firmalarının yaptığı showlar ve özel tanıtımlar görülmeye değerdi.
Yeni trendler içerisinde 3D uygulamalar (çekim, izleme ve baskı), aynasız yeni nesil fotoğraf makineleri, DVSLR (video çekebilen DSLR) modelleri ve ekipmanları bir hayli ilgi çekiyor. Daha çok bir salonda toplanan aydınlatma ve paraflaş ürünleri ve yine ayrı bir yerde bir araya gelen sualtı fotoğraf ekipmanları da fuarda en çok ilgi gören diğer alanlar… Kısaca bu Photokina Fuarı’nda hem firmaların hem de fuarı gezen ziyaretçilerin büyük bir kısmı hallerinden oldukça memnundu. Çünkü donuk bir bilgisayar ekranına bakmak yerine dokundular, incelediler, gördüler, konuştular…

29 Eylül 2010 Çarşamba

“PES 2011” 7 Ekim’de Raflarda…

Futbol oyunları içerisinde herkesin merakla beklediği PES, bu yıl ilk defa Türkçe dil seçeneği (oyun içi metinler) ile karşımızda. 28 Eylül tarihinde yapılan ürün lansmanında deneme fırsatı bulduğum PES 2011 için şunu söyleyebilirim: “Bu kez kontrol sizde!”

PES 2011 gelişmiş oynanış yenilikleri, kontrol seçenekleri ve animasyonlarla gerçek hayat futbolundaki evrimi ekranlarınıza taşıyacak. PES 2011’in sınırsız özgürlük sloganının merkezinde, oyuncuların her bir pas ve şutun tam olarak gücünü ve yerini belirlemelerini sağlayacak olan güç çubuğu bulunuyor. Artık topu istediğiniz yere tam bir kesinlikle atabilecek, maçın temposunu ve kontrolünü belirlemek için boş alanlara uzun paslar yollayabilecek, ayağa kısa paslar verebilecek ve gerçekçi verkaçlara girebilecekler.
Konami Digital Entertainment GmbH Avrupa PES Ekip Lideri Jon Murphy PES’in değişim zamanı geldiğini altını çizerek, “PES 2011 serinin tarihindeki en köklü tasarım değişikliğine sahne olacak. Gerçek futbolda olup da PES’te yansıtamadığımız şeyleri tespit etmek için hayranlarımızla birlikte çalıştık. Önceliğimiz sınırsız özgürlük sağlamaktı ve yeni animasyonlar da şarttı. PES 2011 bunların ikisini de gerçekleştiriyor – gerçekten de bu iki özellik de doğrudan birbirine bağlı; yeni oyunun bir PES olduğunu bilecek, ama çok ciddi değişiklikler geçirdiğini de göreceksiniz” diye konuştu.

PES 2011 özünde PES temellerini korurken, evrim geçirmiş bir deneyim sunacak. Oyunun birçok özelliği de tamamen yenilendi, örnek olarak:
• Esnek Kontrol
• Şut & Dayanıklılık Göstergesi
• Yeni Defans Yapay Zekası
• Animasyon ve Futbolcu Fizikileri
• Maç Hızı
• Estetik
• Taktik ve Strateji
• Çalım ayarları
• Master lig online

14 Eylül 2010 Salı

2025 için internet öngörüleri

Cisco, günümüzde 2 milyar kullanıcısıyla 3 trilyon dolarlık pazar büyüklüğüne sahip olan internetin 2025 yılında nasıl büyüyeceğini ortaya koyan “Gelişen İnternet” adlı raporunu yayınladı. Monitor Group’un iştiraki Global Business Network’ün (GNB) de imzasını taşıyan bu araştırmada önümüzdeki 15 yıl içerisinde internetin potansiyelinin son noktasına varıp varmayacağı sorgulanıyor. Her ne koşulda olursa olsun gelecekte internetin yolunu belirleyecek itici güçlerin ve belirsizliklerin araştırıldığı bu araştırmada tüm dünya nüfusunun internete bağlı olması durumunda küresel refahı, iş üretimini, eğitimi ve sosyal etkileşimi artırabileceğine dikkat çekiliyor.

Bir yılı biraz aşkın süre içinde toparlanan veriler ve yapılan röportajlarla tamamlanan bu araştırma sonucunda internetin geleceğine dair dört değişik senaryo ortaya konarak farklı potansiyel yollar açıklanıp detaylandırılıyor. Altyapı yatırımları, yeni fiyatlama modellerine müşteri geri dönüşleri ve teknolojiyi kabullenme gibi kritik faktörlerin etkilerinin ele alındığı bu senaryolardan üçünde geleceğe yönelik risk ve fırsatların altı çizilirken, ilk senaryoda ise internetin bugünkü hızla genişlemesinin sürebileceği öngörüsüne yer veriliyor.
Gelecekte internetle tanışması beklenen 2 veya 3 milyarlık yeni kullanıcı kitlesinin büyük bir bölümünün gelişmekte olan piyasalardan olacağına dikkat çeken raporun eş yazarı ve Cisco Gelişmekte Olan Piyasalar Strateji ve Ekonomi Direktörü Enrique Rueda-Sabater, “Bu yeni kitle halihazırdaki 2 milyar kullanıcıdan çok farklı olacak. Küresel iş modelleri ve ulusal politikalar eski beklentilere, davranışlara, tavırlara, tercihlere ve başarılara dayandırıldığı takdirde çökebilir ve başarısız olabilirler” diye konuşuyor.

Rapora büyük katkıda bulunan GBN’nin kurucu ortağı Peter Schwartz ise, “Biz geleceği öngöremeyiz ama 2010 yılında internet bağlantılı olarak yapılan tercihlerin ister istemez uzun soluklu sonuçlar doğuracağını biliyoruz. Bu senaryoların bugünün kararlarının geleceği nasıl etkileyeceği konusunda teknoloji ve siyaset gruplarının stratejik iletişimini tetikleyeceğini umuyoruz” diyor.

Disiplinler arası bir ekip tarafından yürütülen bu araştırma, internetin geleceğine damga vuracak şu beş ana bulguya dikkat çekiyor:
İnternete bağlı pazarlardaki en büyük büyüme günümüzün yüksek gelirli veya “gelişmiş” ekonomileri dışında gerçekleşecek.
İnternetin küresel yönetimi büyük oranda değişmeyecek.
"Dijital yerlilerin" internet ile bağları önceki nesillere göre önemli ölçüde farklı şekillerde olacak.
Q klavye internetin ana arayüzü olmaktan çıkacak.
Tüketiciler internet bağlantısı için çok farklı ödeme yollarını seçebilecek. Sabit fiyatlı ödeme seçenekleri giderek azalacak.

İnternetin geleceğini etkileyecek değişimlerin ne yönde olacağına yönelik birçok belirsizlik bulunmasına karşın rapor gelecekte şu dört farklı senaryonun yaşanabileceğini ortaya koyuyor:

DEĞİŞKEN SINIRLAR: Gelecekte internetin daha yaygın ve dağınık biçimde olacağını öngören bu olumlu senaryoya göre teknoloji, internete bağlanmayı ve cihazları daha da düşük maliyetli hale getirecek ve dünya çapındaki talepler hızlı biçimde karşılanabilecek.
GÜVENSİZ BÜYÜME: Hükümet ve uluslararası kuruluşların önleyici yeteneklerine karşı gelmek için yapılan acımasız siber saldırılar ve kullanıcıların aşırı güvenlikten sıkıldığı bir internet ortamının gelişeceğinin öngörüldüğü bu senaryoda güvenli alternatiflerin ortaya çıkacağı, ancak çok pahalı olacağı belirtiliyor.
YERİNE GETİRİLMEYEN VAADLER: Ekonomik durgunluğun süregeldiği bir dünyada internetin yayılımının azalacağının düşünüldüğü bu senaryoda korumacı politikaların ağ teknolojilerinin gelişimini engelleyeceği ve bunun da ekonomik zayıflığı artıracağı kaydediliyor.
YOĞUN İLGİ: İnternetin kendi başarısının kurbanı olacağının öngörüldüğü bu senaryoda ise IP bazlı hizmetlere olan aşırı talebin darboğazlar yaratacağı ve beklentiler ile gerçek internet kullanımı arasında büyük uçurumlar yaratacağına işaret ediliyor.