9 Mayıs 2016 Pazartesi

Siz de fotojenik olabilirsiniz!

Fotoğraf Bilgi Merkezi web sitesini ilk hazırlamaya başladığım günlerde yayına aldığım bir yazı hala ilk günkü gibi okunmaya devam ediyor. Yazının başlığı "Siz de fotojenik olabilirsiniz!"... İşte bu yazıda sizlere gerçekten faydalı olabilecek pek çok ipucu sunuyoruz. Yazıyı buradan okuyabilirsiniz: http://fotografbilgimerkezi.com/siz-de-fotojenik-olabilirsiniz/

10 Nisan 2015 Cuma

Konunun Uzmanı…

Hafta sonu bir gazetenin seyahat ekini okurken arka sayfada güzel bir başlık gördüm; “Alın bir aynasız, rahat edin…”, altında da daha küçük puntolarla “Aynasız model bir fotoğraf makinesi almak istiyorum. Ne tavsiye edersiniz?” yazıyordu. Bana hemen her gün sorulan sorunun aynısıydı bu… Gayet mutlu oldum, böyle bir yazının günlük gazetenin hafta sonu ekinde yer almasına.

Başladım okumaya, güzel bir giriş yapmıştı yazar… Aynasız makinelerin daha küçük ve daha hafif olmasından bahsediyordu. Hemen ardından da piyasada farklı markalara ait 70-80 modelin satıldığını söylüyordu. Biraz abartılı bir sayı olsa da yanlış da sayılmaz. Yine aynasız makinelerin neden daha küçük olduğunu gayet anlaşılır kısaca açıklamıştı. Hatta kendine göre bu makinelerin iki dezavantajını anlatıyordu. Sonucunda da piyasada en çok tutulan üç aynasız modeli öneriyordu. Sadece üç model önermek kişinin tercihi olabilir tabi. Ancak önerilen modellerin ilkinde bir sorun vardı. Model adı “Fuji XD1” olarak yazılmıştı, doğrusu “Fujifilm X-T1”. “En önemli artısı objektiflerinin iyi ve bol seçenekli olması” olarak belirtiliyordu. Fiyat TL olarak verilmiş ve ülkemizdeki satış sitesinin linki yazılmıştı.

Gelelim diğer modele… Bu sefer model adı doğruydu, Olympus OM-D E-M1. Fuji’den (Fujifilm’den değil) biraz daha pahalı olduğu ve geniş objektiflere sahip olduğu yazılmış. Fiyatına gelince Amerika’dan verilmiş, B&H Photo’da 1299 dolar denmiş.
Bir diğer model ise “Sony Alpfa 7” olarak yazılmış, onun da doğrusu “Sony Alpha 7” olacak. En büyük artısının full frame olduğu belirtilmiş. Diğer modeller APS-C ve MFT olunca elmalarla armutları karşılaştırmış gibi olmuş. “Kaliteli objektifleri var, ama 2.8 olanları pahalı” denmiş. Bir de “Ayrıca objektifler için ayrıca bir adaptöre de ihtiyaç var.” denmiş ki bunun ne demek olduğunu ben de çözemedim. Bu modelin de fiyatı Amerika’dan B&H Photo’dan verilmiş. Ancak verilen fiyat A7’nin değil A7s modelinin…

Diyeceğim o ki, her sektörün belli uzmanları olmak zorunda. Yoksa herkes kafasına göre, yanlış bilgilerle bu tarz konuları ele alırsa kimseye faydası olmaz diye düşünüyorum. Siz yine en iyisi www.fotografbilgimerkezi.com sitemizi yakından takip etmeye devam edin!

19 Ocak 2015 Pazartesi

Geleceğe Yön Verecek 8 Trend

2015 yılında, tasarım ve teknoloji alanlarında hangi trendler öne çıkacak? Autodesk, yeni yılın üretim trendlerini ve bu trendlerin uzun vadede üretim sektörünü nasıl baştan aşağı değiştireceğini örneklerle paylaşıyor. Autodesk’e göre bu yıl, farklı malzeme ve teknolojilerle “canlanan” binaları, dijital şehirleri ve hatta uzayda üretimi konuşacağız. 3D yazıcılar ve baskı, büyük veri, artırılmış gerçeklik gibi son dönemde hayatımızı değiştirmeye başlayan önemli teknolojik kavramlar bu yıl daha da yoğun olarak hayatımızda yer alacak.


1.    “Kitlesel kişileştirme”
Kitlesel kişileştirme kavramı, 2015’ten itibaren daha geniş kitlelere ulaşmaya başlayacak
3D yazıcıdan kişiselleştirilmiş kulaklık üreten ABD merkezli start-up Normal, bu yolla müşterilerinin kulaklarına en mükemmel şekilde oturan kulaklıkları sunuyor. Normal CEO’su Nikki Kaufman’ın tanımıyla “vücudunuza özel olarak üretilen” bu kulaklıklar, kişiselleştirilmiş ürünlerin gelebileceği en son noktaya bir örnek. Son yıllarda pek çok şirket müşterilerine, ürünlerini önceden tanımlanmış seçenekler üzerinden kendi zevk ve tercihlerine göre kişiselleştirme imkanı sunuyor. Autodesk, bundan sonra tüketicilerin kendi ihtiyaç, tercih ve vücutlarına özel olarak tasarlanmış ‘tek’ ürünleri daha çok tercih ve talep edeceklerini öngörüyor.

2.    Dijital Şehirler
Büyük Veri, şehirlere bilgi sağlayacak
Bugünün binaları, altyapı çalışmaları ve şehirlerinin tasarı ve inşaat süreçleri için, artık eskiden kullanılan ölçekli ahşap maketlerin kullanılması yeterli olmuyor. Ne de olsa ölçekli maketler, ne kadar düzgün yapılırsa yapılsın, bir şehir bağlamında inşa edilecek bir binanın nasıl bir etki yaratacağını anlama konusunda bilgi sağlamıyor. Bugünün mimar, mühendis ve şehir planlamacıları; lazer tarama sistemleri, sensörler ve bulut tabanlı yazılımlar gibi yeni teknolojilerden yararlanarak şehirlerin 3D modellerini oluşturuyor ve sanal olarak şehri her açıdan gözlemleyebiliyor. Tek tuşla analiz edip değişiklik yapma kolaylığı sunan bu teknoloji Los Angeles, Chicago, Singapur, Tokyo ve Boston gibi büyük şehirlerde kullanılmaya başladı. Bu “dijital şehirlerin” 3D modelleri, şehirdeki binaların şekli ve lokasyonu gibi bilgilerin yanı sıra, şehrin canlı bir tablosunu da çıkarıyor. Kaldırımlardan şehirde enerji kullanımına, karbon ayak izinden su dağıtımına, ulaşımdan bulaşıcı hastalıkların yayılma hareketine kadar çeşitli “şehir bilgileri” dijital ortamdan takip edilebiliyor.

3.    İnsan ve Robot Ortak Yaşamı
Robotlarla ilişkimiz boyut değiştirecek
Gelecekte insanlar ve robotlar daha fazla etkileşime girecek, birbirinden daha fazla yararlanacak. Şimdilik günümüz robotları veriyi toplama ve makine öğrenme tekniklerinden yararlanarak bunlardan bir anlam çıkarma, kendileri ve insanlar için işleme ve uygun analitik bilgiye dönüştürme gücüyle sınırlı. Öngörülebilir gelecekte robotların, insanlardan ilham ve kılavuzluk almadan çalışması da beklenmiyor. Ne de olsa bir algoritma ne kadar tasarımcı olabilirse, bir robot da o kadar zanaatkar sayılabilir.

4.    Üretken Tasarım
Tasarımlar “büyüyecek”
Lightning Motorcycles adlı şirket, yeni elektrikli motosiklet modeli için arka tekerleği gövdeye bağlayan oynar kolda yeni nesil bir tasarım gerçekleştirmek için Autodesk’in bir yaklaşımını kullandı. “Project Dreamcatcher” adlı bilgisayar destekli (CAD) sistem ile otomatik olarak belirli tasarım kriterlerine uygun yüzlerce hatta binlerce tasarım geliştiren şirket, bu çözümle en etkili tasarıma ulaşmayı başardı. Project Dreamcatcher yazılımı gibi teknolojiler, yeni bir tasarım döneminin de işaretçisi. Autodesk’e göre önümüzdeki dönemde tamamen organik ya da oldukça matematiksel görünen komplike formlara aşinalığımız artacak.

5.    Uzayda Üretim
2015’te uzayda üretim başlayacak
Made in Space adlı şirket tek bir konuya odaklanıyor: Uzayda üretim. 3D baskı teknolojisi testlerinde 30 bin saati geçkin çalışma gerçekleştiren Made in Space; bilgi birikimini, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda kullanılabilecek ilk 3D yazıcıları tasarlayıp üretmek için kullanıyor. Bu tek örnek bile 2015 yılına uzayda üretimin damga vuracağının bir göstergesi. Gelecek yıllarda uzay ortamında üretilen uzay sistemleri çok daha yaygınlaşacak. Böylece mühendisler tasarımlarını gerçekleştirirken, uzay aracı fırlatma maliyetinden doğan baskılarla kısıtlanmadan rahatça çalışabilecekler.

6.    Yaşayan Binalar
Binalar, yeni malzeme ve teknolojilerle “canlanacak”
Bugüne kadar cansız malzemelerle inşa edilen binalar, yeni malzeme ve teknolojiler sayesinde “canlanmaya” başlıyor, “yaşayan binalar” kavramı hayat bulmaya başlıyor. Örneğin tasarım ve araştırma stüdyosu The Living’in kurucu ortağı David Benjamin, İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi bitki biyologlarıyla işbirliği yaparak bakterilerden yeni kompozit malzemeler üretmeye çalışıyor. Bu süreçte, plastik üretimi için ham madde olarak geri dönüştürülemeyen petrol yerine yenilenebilir şeker kullanılıyor. The Living, 2014 yılında Modern Sanat Müzesi ve Moma PS1’in Genç Mimarlar Programı yarışmasına da, Hy-Fi ismi verilen “yaşayan” bir enstalasyon ile katıldı. İnovatif malzemeler şirketi Ecovative ile birlikte geliştirilen enstalasyon, mısır sapı ve mantar gibi tamamen doğada çözülebilen malzemelerden üretilen 10 bin tuğla ile inşa edildi. 13 metrelik bu kule eser yaz sonunda demonte edilerek, tuğlaları yeniden toprağa dönüştürüldü. 2015 yılı bu gibi çalışmaların arttığını gördüğümüz bir yıl olacak.

7.    Artırılmış gerçeklik, tasarım ile buluşuyor
Günlük uygulamalarda sanal ve artırılmış gerçeklik kavramı ile daha fazla karşılaşacağız
Oculus Rift gibi yeni sanal cihazlar ve artırılmış gerçeklik uygulamalarının daha fazla görünür olması için, yeni nesil uzamsal tasarımcıların da artması gerekiyor. Autodesk fütüristlerine göre halihazırda kullanılan dokunmatik ekran teknolojisi, sanal ve artırılmış gerçeklik platformları ile yaratılan uzamsal boyutlardan faydalanarak “Sanal Gerçeklik Tasarımı”nın önünü açacak. Bu tür uygulama geliştirme takımlarına katılacak mimarlık öğrencilerini, oyun tasarımcılarını ve çoklu boyut uzmanlarını parlak bir gelecek bekliyor.

8.    3D Veri Patlaması
Gerçeklik yakalama ve yeni web teknolojilerinin yaygınlaşması ile birlikte, 3D veri miktarında hızlı bir artış gerçekleşecek
Autodesk, 123D Catch uygulaması veya Structure sensörü gibi uygulamalar ile mobil cihazlarda 3D modellemenin kolaylaşması sayesinde herkesin etrafındaki üç boyutlu dünyayı sanal olarak görüntüleyebileceğini öngörüyor. WebGL teknolojisi ve 3D baskının daha yaygın olarak kullanılmaya başlamasıyla birlikte, 2015 yılında 3 boyutlu veri miktarında ciddi bir patlama yaşanabilir. Kullanıcı talebine cevap veren sosyal platformlar, 3 boyutlu verinin doğrudan paylaşılmasını mümkün kılacak ve işbirliğine dayalı, 3D deneyim sunacak.


24 Aralık 2014 Çarşamba

Fotoğraf Ustalarının Sırları

Fotoğraf dünyamızın usta isimlerinden Prof. Sabit Kalfagil, “Fotoğraf Ustalarının Sırları” isimli yeni bir video belgesel serisinin ilk konuğu oldu.
Kingston Technology sponsorluğunda hazırlanan yeni serinin ilk bölümünde Prof. Sabit Kalfagil izleyicilere fotoğrafçılık alanında önemli bilgiler ve ipuçları veriyor.


13 Ağustos 2014 Çarşamba

Lucy’de Samsung’da başrolde...

Üç boyutlu filmlerden sıkılıp, gözlük üstüne gözlük takmak istemediğimden daha “normal” bir filme gitmek istedim. Luc Besson’un filmlerini severim. Geçtiğimiz günlerde vizyona giren ve Besson’un senaryosunu yazıp yönettiği Lucy adlı filmini de merak ediyordum. Geçen akşam bu filme gittim. 3D filmlerden uzak durduğum için bir kez daha memnun oldum. Yerimize oturup çok da uzun olmayan reklamları geçip film başladıktan 3-5 dakika sonra aksiyon başladı. Filmin başrolünü Scarlett Johansson yapıyor. Daha önce başrol için Angelina Jolie’nin de adı geçen film Tayvan’ın başkenti Taipei’de başlıyor ve Avrupa ülkelerine kadar uzanıyor. Uzun olmayan filmde başından sonuna kadar sıkı bir aksiyon ve heyecan sizi bırakmıyor. Tipik bir Luc Besson filmi olan Lucy’de gülümseme de yüzünüzden eksik olmuyor tabi…

 


Daha önce “Filmlerdeki Sponsorluklar” adı altında bir yazı kaleme almıştım. Göz atmanızı öneririm. Lucy adlı filmde de Samsung’un göze batan bir sponsorluk yaptığını görebiliyorsunuz. Filmde sık sık görülen Samsung marka cep telefonları, notebooklar, tabletler, televizyonlar, fotokopi makineleri ve yazmayı unuttuğum pek çok Samsung marka ürün filmde bolca görünüyor ve bana göre izleyicinin gözüne sokuluyor.

 

10 Temmuz 2014 Perşembe

Yemen'e gitmek ister misiniz?

Bazı ülkeler vardır hemen herkes gitmek ister. Bazı ülkelere ise neden gidilebileceği konusunda çok az kişi fikir sahibidir. İşte Yemen’de Osmanlı tarihinde çok önemli bir role sahip olan, ancak hakkında çok az şey bilinen bir ülke… Yaklaşık 2 senedir üzerinde çalıştığım ve Yemen’deki bazı karışıklıklar yüzünden sürekli ertelediğim bu ülkeye sonunda gitmeye karar verdim. Öncelikle Yemen’de yerel bir turizm acentesi bulmaya çalıştık ve sonunda en az 3-4 tane gayet ilgili acente bulduk da… Ancak sonuç hiç de bizim istediğimiz gibi olmadı. Gitmek istediğimiz yerleri ve bu geziyi fotoğraf amaçlı yapma isteğimizi anlattığımızda tüm acentelerden bir anda olumsuz yanıt aldık. Kısaca, gitmek istediğimiz yerlerde güvenliğimizi sağlayamayacaklarını belirtip, kibarca bizi geri çevirdiler. Normal olarak bu geziyi sonraki yıllara ertelemeyi de düşündük. Ancak bir de Türkiye’de bireysel programlar yapan bir turizm firması aracılığı ile Yemen’in en büyük turizm acentelerinden biri ile şansımızı denemeye karar verdik. Gitmek istediğimiz yerlerden 2-3 tanesini güvenlik sebebiyle çıkarıp, bize olumlu yanıt verdiler. Tabi programımız netleştiğinde Yemen’deki Türk Büyükelçiliği’ne rotamızı ve beraber gideceğimiz arkadaşların bilgilerini de ilettik. Sonradan bir sorun çıkarsa en azından rotamız bilinsin diye…


Yazının devamını ve test ettiğim NX2000 fotoğraf makinesi ile ilgili detayları burada okuyabilirsiniz: http://fotografbilgimerkezi.com/samsung-nx2000i-yemende-test-ettik