Bir yandan yeşil çevre, yeşil BT gibi sloganları kullanıyoruz, bir yandan da kaynakları daha fazla tüketmeye ve kirletmeye devam ediyoruz. Eskiden sanırdık ki sokaklardaki çöpler düzenli toplanınca, herkes kapısının önünü süpürünce her şey çok güzel olacak. Sonra anladık ki iş bu kadar basit değilmiş. En basitinden, her şeyi çöpe atmak iyi bir şey değilmiş. Geri dönüşüm diye bir şey varmış. Pilleri çöpe değil, atık pil kutusuna atmak gerekirmiş.
Neticede, değişen ve sürekli artan ihtiyaçlar insanları hızla tüketen bireyler haline getirdi. Bazı ürünlerin içerisinden “bu ürünün kullanım ömrü 10 yıldır” gibi yazılar çıkınca gülüyorum. Çocukluğumuzda buzdolabı, fırın gibi ürünler 15-20 yıl kullanılırdı. Geçenlerde üniversiteden bir hocam bozulan fırını için teknik servisi aramış. Gelmişler ve bakmışlar ki fırının gereken yedek parçalarını bulmak neredeyse imkansız. Tabii tamir edememişler. Bu durumu hocam şöyle anlatıyor: “Fırını alalı daha 25 yıl oldu ve gayet iyi çalışıyordu.” Yedek parçasının üretilmemesi garibine gitmişti.
Fotoğraf makineleri buna en tipik örnektir. 1970’li yıllarda üretilmiş analog bir fotoğraf makinesi halen sorunsuz çalışabilir. Ancak 5 yıl önce alınan bir dijital fotoğraf makinesi sorunsuz çalışsa bile artık onu kullanmak istemeyebiliriz. Bunun nedeni hem gelişen teknoloji hem de bize dayatılan tüketici toplumu refleksidir. Gençlerin elinde gördüğümüz son model cep telefonları en fazla 1-2 sene kullanılıyor ve sürekli yenileri ile değiştiriliyor. Peki, eskiyen cihazlara ne oluyor, nereye gidiyor?
Çevreci bir dünya, hem bireylerin çabaları hem de firmaların geliştirdiği duyarlı çözümler ile mümkün olabilir. Daha az enerji harcayan bilgisayarlar, televizyonlar, geri dönüşümlü ürünler… Bu iş öyle çok kolay ve kısa vadede çözülecek bir sorun değil. Çevreci yaklaşımlar uzun süreli bir program dahilinde düşünüldüğünde daha fazla faydalı olacaktır. Bu arada devletlerin de bu konuda kısıtlamalar ve yeni yönetmelikler hazırlaması, “Yeşil” kavramını çok daha önemsemesi gerekiyor.
27 Mayıs 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder