Günümüzün hızlı ve yoğun temposunda çoğu zaman kendimizi iş, eğlence, aile ve arkadaşlarla ilgili sorumluluklarımızı kapsayan birçok şeyi nasıl bir güne sığdıracağımızı düşünürken buluyoruz. Intel’in Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde yaptırdığı yeni araştırmaya göre bölgede yaşayan insanların yüzde 89’u kendilerini “yoğun”, yaklaşık yarısı (yüzde 49) da “çok yoğun” veya “delicesine bir yoğunluk içinde” olarak tanımlıyor. Günümüz yoğun yaşam tarzının sonucu olarak insanlar etkinlikler arasında geçişler yapmak ya da onlara ayak uydurmak durumunda kalıyor. Intel etnografya araştırmacıları, günlük hayatımızı dengelemenin yolunu buldu: “Eşzamanlı Yaşam”.
Intel Sosyal Yaklaşımlar Araştırma Grubu tarafından Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 14 ülkede gerçekleştirilen araştırma, gün içinde sahip olduğumuz küçük zaman adacıkları ile mobil cihazlar arasındaki yakın ilişkiyi gözler önüne seriyor. “Eşzamanlı Yaşam” olarak tanımlayabileceğimiz bu boşluklar, bize faydalı işlerimizi tamamlama, önceden planlamadığımız ama değerli etkinlikleri gerçekleştirme şansı tanıyor. Intel’in araştırmasına göre dizüstü bilgisayarlar ve mobil cihazlar Eşzamanlı Yaşam’ı daha etkin kullanmamızı, böylece hayatımızı zenginleştirmemizi, dünya ile bağlantıda kalmamızı sağlıyor.
Intel’in araştırması, insanların dizüstü bilgisayar ve akıllı telefonlar gibi mobil cihazlarını kullanma biçimlerinin evrim geçirdiğini, günümüzde bu cihazların iş için kullanılmanın yanı sıra ilişki geliştirme ve kendini ifade etme araçları olarak görüldüğünü ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan dizüstü bilgisayar sahiplerinin yüzde 91’i cihazlarını bir iletişim aracı olarak görürken, yüzde 87’si bu cihazların yaratıcı fikirler geliştirmelerine yardımcı olduğunu belirtiyor.
“Eşzamanlı Yaşam”ı nasıl kullanıyoruz?
Mobilitenin her geçen gün daha da önem kazandığı modern dünyada günlük koşturma arasında farklı faaliyetleri gerçekleştirmek ve günümüzü etkin kullanmak için dizüstü bilgisayarlara ve mobil cihazlara büyük görev düşüyor. Intel’in araştırmasına katılan kullanıcıların yüzde 81’i mobil cihazlar sayesinde günün yoğun temposu içinde her gün birçok yararlı küçük işi gerçekleştirdiklerini belirtiyor. Eşzamanlı Yaşam’dan en fazla yararlanan ve küçük boşluk anlarında mobil cihazları ile en fazla faydalı işler yapanlar Mısır (yüzde 97), Suudi Arabistan (yüzde 96) ve Romanya’da (yüzde 90). Türk kullanıcıların da yüzde 64’ü bu boş zamanlarda mobil cihazlarını kullandıklarını belirtiyor. 14 ülkede araştırmaya katılan tüm kullanıcılar mobil cihazları olmadan acı çekeceklerini belirtiyorlar. Bundan en fazla olumsuz etkileneceklerini söyleyenler ise yüzde 95 ile Mısırlılar ve Güney Afrikalılar.
Araştırmaya katılanlara mobil cihazların en fazla ne için faydalı olduğu da soruldu. Kullanıcılar arasında en fazla Rumenler mobil cihazları hem iş (yüzde 98) hem de iletişim aracı (yüzde 98) olarak görüyor. Mobil cihazları en çok internete erişim aracı olarak görenler yüzde 93 ile Polonyalılar. Diğer kullanım amaçlarına bakıldığında Polonyalılar en fazla e-posta (yüzde 93) ve internet (yüzde 89) kullananlar, Rumenler ise en fazla sosyal ağlara bağlananlar (yüzde 71) olarak dikkat çekiyor. Türkler mobil cihazlarını en fazla sosyal ağlara bağlanmak (yüzde 54) ve e-posta için (yüzde 53) kullanıyor. En fazla Ruslar (yüzde 69) mobil cihazları olmadığında kendilerini yalnız ve soyutlanmış hissedeceklerini söylüyor.
“Bağlı” Toplum
Günümüzde artık insanlar sürekli “bağlı” olmak istiyor. Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ndeki insanlar aileleri ve arkadaşları ile bağ kurmak ve onlara bağlı kalmak için Eşzamanlı Yaşam dilimlerinde mobil cihazlarını kullandıklarını belirtiyorlar. Ruslar yüzde 88, Güney Afrikalılar yüzde 87, Mısırlılar ise yüzde 85 ile bu konuda ilk üç sırada yer alıyor.
14 ülkede kullanıcıların yüzde 88’i mobil cihazlarını sosyal ağlara erişim aracı olarak, arkadaşları ya da aileleri ile ilişki kurmak ve bu ilişkileri sürdürmek için kullanıyor. Mobil cihazlarını insanlarla bağlantıda olmak, ilişki kurmak için en çok kullananlar ise yüzde 96 oranla Ruslar.
14 ülkede ankete katılanların yüzde 91’i mobil cihazlarını bir iletişim aracı olarak gördüklerini belirtiyor. Bunun için en yaygın yol yüzde 77 oranla e-posta. E-postayı yüzde 67 ile internette bilgi arayışı izliyor. Sosyal ağlara bağlanma ya da anında mesajlaşma yüzde 54 ile üçüncü sırada onları takip ediyor.
Araştırmaya katılan hemen hemen her beş kişiden dördü (yüzde 79), çevrimiçi topluluk ve ilgi gruplarına günlük olarak bağlanmanın önemli olduğunu, her beş kişiden yaklaşık üçü de (yüzde 57) bunun günlük yaşamlarının çok önemli bir kısmı olduğunu belirtiyor. Katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 52), herhangi bir mobil cihaza sahip olmamaları halinde kendilerini yalnız kalmış, soyutlanmış hissediyorlar. Kendilerini en fazla soyutlanmış hissedeceklerini belirtenler ise yüzde 69 oranla yine Ruslar.
Araştırmaya katılanların yüzde 87’si mobil cihazları olmadığı takdirde hayatlarında önemli bir fark hissedeceklerini, yüzde 88’i de ilişki kurmakta ve geliştirmekte mobil cihazlardan yararlandıklarını belirtiyor.
22 Kasım 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder