Bir süredir Bilgisayar Gazetesi’nde sabit bir köşe yazmadığımı fark ettim. Eskiden kullandığım “görüYORUM” köşe başlığıyla yine her ay burada sizlerle olacağım. Öte yandan bakıyorum herkes Facebook, Twitter, Friendfeed alemlerine akıp gidiyor. Her şey bu sanal dünyada gelişiyor. Abartanlar oluyor tabii… Yediği öğle yemeğini, bindiği takside şoförle yaptığı sohbeti, tuttuğu futbol takımının analizini, duyduğu her haberi ve fotoğrafı bu paylaşım sitelerine yükleyen pek çok kişi tanıyorum. Bir de blogger’lar var, unutmamak lazım. Bunları başka bir yazıda derinlemesine incelemek gerek. Sonuçta isteyen istediğini yazıyor. Beğenen okuyor, beğenmeyen okumuyor. İşte ben de burada en azından her ay bir şeyleri sizlerle paylaşmak istedim, durum bu.
KKTC “Bilişim Adası” olma sürecine
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin mevcut potansiyelinden de yararlanılarak önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyaya örnek olacak bir bilişim adasına dönüşmesi vizyonu doğrultusunda atılan ilk adım olan “Bilişim Adası 2009 Çalıştayı” için 23-24 Ekim tarihleri arasında Türkiye’den bir grup gazeteci olarak biz de Kıbrıs’taydık.
Yoğun ilgi gören ve açılışına Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da katıldığı Bilişim Adası 2009 Çalıştayı, KKTC’den, Türkiye’den ve dünyanın farklı bölgelerinden önde gelen fikir önderlerinin görüşlerini katılımcılarla paylaştığı çeşitli oturumlara ev sahipliği yaptı. Çalıştaya devlet ve özel sektör kuruluşları, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, Türkiye’deki önemli kamu ve özel sektör kuruluşları ve sektörün ileri gelen temsilcileri katıldı. Çalıştayın katılımcıları arasında yurtdışında bulunan ve bilişim alanında dünya çapında önemli başarılara imza atmış Kıbrıslı Türkler de yer aldı.
“Bilişim Adası” vizyonuna ulaşmak için yapılması gereken çalışmaların belirlenmesi ve yol haritasının oluşturulabilmesi amacıyla yapılan oturumlarda şu konu başlıkları görüşüldü:
1. Altyapı
2. Teknolojiler
3. Eğitim
4. Finansman
5. Hedef Pazar
6. Hukuksal Mevzuat
7. İnsan Kaynakları
8. Kurumsallaşma
9. Medya ve İletişim
10. Pazarlama Stratejileri
11. Diaspora
12. Düzenleme
Çalıştay kapsamında imzalanan üç önemli anlaşma ile bilişim adası olma vizyonunun ilk somut adımı da atılmış oldu. TÜRKSAT ile BRTK arasında uydu uplink anlaşması, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile Türk Telekom arasında deniz altı fiber optik hat anlaşması ve limanlar konusunda Bakanlıklararası Mutabakat Muhtırası imzalandı. Deniz altı fiber optik hat bağlantısının Hatay ile İskele arasında olacağı açıklandı.
Gelecek 50 yılda neler kaybolacak?
Okuduğum bir haberde İngiliz yazar Richard Watson tarafından kaleme alınan bir kitaptan bahsediyordu. Kitabın adı “Future Files: A History of the Next 50 Years” (Gelecek Dosyaları: Gelecek 50 Yılın Tarihi). Yazar bu kitapta 50 yıl içinde hayatımızdan tamamen çıkacak olan kişi, olay ve eşyaları tahmin edip, analiz ediyor. İşte gelecek 50 yıl içinde soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olanlar:
2009: Eşya onarımı
2012: Tüplü TV’ler
2013: Faks cihazları
2014: Kaybolmak
2016: Emeklilik
2017: Blackberry (cep telefonu), mendil
2018: Rusya demokrasisi, DVD, sekreterlik
2019: Postane, kütüphane, kasap, bedava otopark, Birinci Dünya Savaşı gazileri, 0 beden
2020: Telif hakkı, Tayvan
2022: Bloglar, Maldivler
2024: Paris Hilton, hafta sonu tatilleri
2025: AM radyo, bedava otoyollar
2026: K. Kore lideri Kim Jong Il, kırışıklıklar
2027: FM radyo, öğle yemeği, mahremiyet
2028: Sendikalar
2030: Anahtarlar, realite şovlar
2033: Madeni paralar
2035: Petrol, Aral Denizi, Bangladeş, Microsoft, orta sınıf, spam mailler
2036: Petrolle çalışan araçlar, bağımlılık
2037: Buzullar
2038: AB, Rus lider Putin
2039: Sağırlık, karbon emisyonu, ulusal para birimleri, banknotlar, cüzdanlar, gece uykusu
2040: Kravat
2045: Oturma odası
2049: Gazeteler, Google, körlük
2050: İkinci Dünya Savaşı gazileri
2050 sonrası: Ağrı, çirkinlik, estetik ameliyat, ulus devletler, ölüm.
Geçen gün evde bir şeyleri ararken bir kutu müzik kaseti buldum, çoğu 1980’lerin süper müzikleri… Şaka yapmıyorum, çok severim 80’lerin müzik anlayışını. Bu kasetlerin tozlu kapaklarını açtım, tek tek inceledikten sonra hemen eski günlere gidip o anıları tekrar canlandırmak istedim. Hızlıca müzik sisteminin olduğu yere doğru giderken kısa ama çarpıcı bir şok yaşadım. “Kasetçalar yok ki!” Bir walkman (tabi kaset çalan hali) olmalıydı diye söylenip araştırmalarım ise yarım kaldı. Oysaki çok değil sadece 15-16 yıl önce birçoğumuz için vazgeçilmezdi, kasetler ve kasetçalarlar… Şimdi yukarıdaki listeye bakınca bazı şeylerin değiştiğini ya da hızla değişebileceğini hepimiz tahmin edebiliriz. Mesela 2012 yılında tüplü TV’lerin sonu gelecekmiş. Bu kehanet kimseyi şaşırtmaz sanırım. Ya da 2013 yılında faks cihazlarının artık kullanılmaması…
Ama Maldivler’e üzülürüm doğrusu, peki ya hafta sonu tatillerinin kalkacağını söylemek ne anlama geliyor?