Gençken bunları yaparsanız…
Bazı kampanyalar, reklamlar vardır seneler geçse de hep hatırlanır. Bunlardan bazıları çok iyi oldukları için, bazıları da kötü ya da itici oldukları için hatırlanır. Bir de “reklamın iyisi kötüsü olmaz” gibi garip bir söz vardır.
Turkcell bir süredir gençlere yeni bir kampanya düzenliyor. Hangisi mi? Hani şu televizyonu ne zaman açarsanız karşınıza çıkan, Demet Akalın’ı McDonald’s’a gitmeye “ikna etmeye” çalışan veya sokaklarda koşturup, “beni kurtarın” diye arkadaşı ile konuşan çocuğun olduğu kampanyadan bahsediyorum. Kampanyanın adı: “Gençken yapılacak 100 şey”. Bu reklam pazarlaması ve kampanya iyi mi, kötü mü tartışılır, ama böyle bir kampanyayı Turkcell gibi bir şirkete kabul ettirenleri öncelikle tebrik etmek isterim.
Nedir bu kampanya kısaca bir göz atalım. 100 maddelik listeden bazılarını yapıp bunları videoya çekmeniz gerekiyor ki bu kampanyada yer alabilesiniz. Peki, nedir bu maddeler? Biri şu, “Metro ya da otobüs koltuğuna kılıf takıp otur”, bir diğeri “Otobüste tüm yolculara hitaben yüksek sesle o günün gazetesini oku”. Bu maddeleri oraya yazan kişi sanırım daha önce hiç otobüse binmemiş. Düşünebiliyor musunuz, tıklım tıklım dolu bir otobüs, evine ya da işine gitmeye çalışan yüzlerce kişi ve siz bu arada yolculara yüksek sesle gazete okumaya çalışıyorsunuz. Kaç saniye sonra dayak yersiniz ya da otobüsten atılırsınız bilmiyorum. Bence bu maddeleri yazanlar ve Turkcell çalışanları önce belediye otobüsleri ile 2-3 saat dolaşsınlar ve sonra yeniden okusunlar o süper maddeleri.
Eğlenceli bir şeyler yapmakla, “Yoldan geçen bir minibüsü heyecanla durdur, duran minibüsün şoförüne saati sor, teşekkür edip yoluna devam et” gibi zeka pırıltılı (!) aksiyonların farkını da anlayalım lütfen.
Uncharted2’de İstanbul serüveni
Bilgisayar üzerinde pek oyun oynayamam. Ama PlayStation 3’de boş zamanlarımda oynadığım 2-3 tane oyun var. Bu oyunlardan biri de Uncharted serisinin ikinci oyunu. Geçtiğimiz haftalarda piyasaya çıkan Uncharted2’in ana karakteri Nathan Drake bu sefer Marco Polo’nun efsanevi yolculuğunun izlerini sürüyor ve ilk durak İstanbul. Böyle bir oyunda düzgün Türkçe konuşan güvenlik görevlilerini, Nathan’ın not defterine yapıştırdığı 10 kuruşları, müze giriş bileti ve Nevşehir otobüsü bagaj fişi gibi detayları görmek ne kadar güzelse, İstanbul’a benzemeyen kent siluetini, Araplara benzeyen kapkara güvenlik görevlilerini görmek o kadar kötü oldu. Macera oyunları sevenler varsa Uncharted2 müthiş grafikleri, çarpıcı öyküsü ve oynanabilirliği ile kaçırılmayacak bir oyun.
Elma derken bir daha düşünün!
Avustralya'nın en büyük süpermarket zinciri olan Woolworths'ün logosu geçtiğimiz günlerde Apple tarafından şikayet edilmiş, dava konusu olmuş.
2008'de elma temalı logoyu kullanmaya başlayan Woolworths, herhalde Apple'ın bu ilginç tepkisini hiç beklemiyordu. Apple, IP Avustralya'dan Woolworths'ün logosunu yasaklamasını istedi. Apple'ın sebebi ise şu oldu "Tüketiciler iki markayı ayırt edemeyebilir." Bununla birlikte Apple, Woolworths'ün kendisine rakip ürünler piyasaya sürebileceğini de iddia ediyor. Bu nasıl paranoyadır anlamadım. Ama pek çok forum sitesinde Apple epeyce eğlence konusu olmuş durumda.
Burada Woolworths'un logosunu ve Apple’ın kullandığı iki logoyu görüyorsunuz. Sakın karıştırmayın, en soldaki Woolworths'un logosu.
27 Ocak 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder