29 Ocak 2010 Cuma

Recep İvedik Zırvaları Geri Geliyor

Sanırım bu yazıyı okuyan çoğu kişi “sinema tarihini değiştirecek” film diye sükse yapan Avatar’ı izlemiştir. James Cameron’ın Titanik’ten yaklaşık 12 yıl sonra çektiği Avatar, 22. yüzyılda, dünyanın kaynaklarının tükendiği bir zamanda, Pandora adlı bir gezegende geçiyor. Pandora, oldukça uzun, mavi insansı görünümlü, kabile kültürünü benimsemiş, saldırıya uğramadıkları sürece barışçıl olan Na'vi halkına ev sahipliği yapmaktadır. İnsanlar, akıl bağlantısı aracılığıyla kontrol edilebilen insan ve Na'vi karışımı Avatarlar üretirler. İşte burada devreye giren felçli denizci Jake Sully, ölen ağabeyi yerine gizli bir proje olan Avatar programına gönüllü olur. Bir Na'vi prensesine aşık olan Sully, kendisini Pandora'yı gün geçtikçe tüketen insan ordusu ile Na'vi halkının arasındaki çatışmanın ortasında bulur.
Konuyu kısaca okuyunca, bu film nasıl sinema tarihi açısından bu kadar önemli olabilir diye soruyor insan kendi kendine. Ama filmi izledikten sonra bakış açınız tamamen değişiyor. Üç boyutlu (3D) sinema tekniği ve son teknolojiyle çekilen film şu ana kadar yapılmış en yüksek bütçeli yapım olmuş. Filmin bütçesi yaklaşık 250 milyon dolar, ancak tanıtım ve diğer masraflarla bitlikte toplam maliyet yaklaşık 400 milyon doları aşıyor. Görüntülerin yüzde 60’ı bilgisayarla yaratılmış, yüzde 40’ı canlı aksiyondan oluşuyor. Sonuç, James Cameron’ın Titanik’i geçen en yüksek gişe başarısına sahip filmi…

Gelelim bu yazının başlığı ile ilgili kısma, “Recep İvedik 3” geliyor! Ne kadar şanslıyız değil mi? En çok neye şaşırıyorum biliyor musunuz, filmin afişinde yer alan “Bir halk kahramanı” yazısına. Halkın kendisine örnek alacağı karakterin Recep İvedik olduğunu, hele bir de sokaklarda Batman, Örümcek Adam gibi karakterlerden sonra Recep İvedik gibi “hödük ve kıro” davranışlar sergileyip oyun oynayan çocukları bir düşünsenize.
İlk iki filmi çok tutmuş olacak ki, bunu da zaten sadece gişe hasılatı ile ölçen bir takım insanlar olduğu için serinin üçüncü filmi çekildi ve müjde (!) 12 Şubat’ta sinemalarda…
Bence yapımcılar bu kadar tutmuş bir filmi sadece sinema ile sınırlandırmasınlar. Recep İvedik bebekleri, maskotları, anahtarlıkları, buzdolabı süsleri ve bibloları ile çeşitlendirsinler. Sonra belli mi olur, filmde giydiği gömlek, ayakkabı veya saat bile satışa çıksa kapışılabilir.

Bir filmi beğenip beğenmemek herkesin kişisel hakkı ve buna da sonuna kadar saygı duyuyorum. Biraz önce Avatar’dan bahsettim. Şu kadar milyon dolar harcanmış falan, ama sinemada izleyip beğenmedim diyen bir sürü arkadaşım var çevremde. Ayılıp bayılıp iki kere izleyende… Ama Recep İvedik 3’ün fragmanını internette bir izleyin ve bana neresine güldüğünüzü ya da neresine gülmemiz gerektiğini yazın lütfen. Yok, illa filmi izledikten sonra yazayım diyorsanız ona da varım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder