8 Şubat 2010 Pazartesi

Bir Gün Fas’a Giderseniz…

Coğrafi olarak Avrupa'ya yakınlığı ile kültürel açıdan diğer Kuzey Afrika ülkelerinden farklılık gösteren Fas, kuzeyinde Akdeniz, batısında Atlantik Okyanusu ile çevrili ilginç bir ülke. Akdeniz ve okyanus sahilleri, verimli ovaları, yıl boyunca üzerinden kar eksilmeyen Atlas Dağları ve yanı başındaki çölü ile Fas, Afrika'nın en şanslı ülkesidir diyebilirim.

Hassan II Cami
Fas, bir fotoğrafçı içinde farklı ve çarpıcı pek çok konuya sahip. Ünlü sinema filminden aklımıza gelen ve Atlas Okyanusu'nun hemen kıyısında bulunan Kazablanka’nın bence fotoğrafik açıdan en önemli özelliği, dünyanın en büyük ikinci camisini barındırıyor olması. Hassan II Camisi’nde aynı anda 100 bin kişinin namaz kılabildiği anlatılıyor. Ama şu anda sadece turistik ziyarete açık ve giriş ücretli. Tabi on binlerce kişi namaz kılarken çok daha mistik bir atmosferle fotoğraflanabileceği kesin. Kazablanka'nın her yerinden görülebilen bu cami deniz üzerine dolgu yapılarak inşa edilmiş ve yapımı için 1 milyar dolar harcandığı söyleniyor.

Kukuletalı Kıyafetler
Kazablanka sokaklarının pek fotoğraf verdiğini söyleyemem, ancak Hassan II Camisi’nden başka büyük pazar meydanı, Habous mahallesi, 5. Muhammed meydanı gibi yerlerde görülebilir. Ancak esas fotoğraf malzemeleri Kazablanka’nın dışında gezdiğimiz iyi korunmuş ortaçağ şehirleri olan Fes, Marakeş, Rabat ve Meknes'te gizli. Baharatçılar, sokak satıcıları, dericiler, Medina denilen inanılmaz dar ve labirent gibi sokaklara sahip eski ortaçağ şehirleri… Hepsinin ötesinde, başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz yerel halkın inanılmaz giysileri… Bu giysilere Cilbab ya da cillabe deniliyor. Hemen şunu söyleyeyim, Fas insan fotoğrafları çekerken en çok zorlandığım ülkelerden biri oldu. Fotoğraf çekilmesine anlayamadığım kadar tepkiyle yaklaşanların yanında, sadece para kazanmak için poz veren pek çok kişiyle karşılaştım. Geleneksel elbiseleri hem erkekler hem de kadınlar arasında çok yaygın. Özellikle erkeklerin kukuletalarını takıp, etrafta mor, sarı, yeşil, kahverengi renkli bu kıyafetlerle dolaşması gerçekten hoş bir görüntü veriyor. Hatta başlangıçta bu kukuletalı garip kıyafetlere alışmanız bile biraz zaman alıyor.

Fes’de Deri Atölyeleri
Fas'ın kültürel başkenti olarak tanınan Fes, eski ve yeni olarak ikiye ayrılmış. Eski Fes, duvarlar ile çevrili ve dar sokaklı çarşıları, camileri, medreseleri, tabaklama atölyeleri ile ünlü bir yer. Medina denilen bu eski şehirde, dar sokak aralarında fotoğraf çekerken zorlanabilirsiniz. Fes’e gitmişken mutlaka deri atölyelerini ziyaret etmenizi öneririm. Gerçi pek hoş kokmuyorlar ama biraz sıkıntıya değecek kadar çok fotoğraf malzemesi çıkıyor. Eski tekniklerin hala ilk günkü gibi uygulandığı tabakhaneleri yukarıdan görecek pek çok nokta bulabilirsiniz. Aşağıya inmenizi pek tavsiye etmem.
Bou İnania Medresesi, Molla İdris Müzesi, Karouin Camisi, Neccarin çeşmesi, Kraliyet Sarayı Fes’deki bazı önemli yerler…

Cema el Fna Meydanı
Zamanın akışını izleyebileceğiniz ve sizi gerçekten şaşırtacak olan yer ise Marakeş olacaktır. Almoravide Hanedanlığı’nın başkenti olarak kurulan ve 11. yüzyıldan bu yana her zaman önemini korumuş olan bu kızıl ortaçağ şehri Marakeş, tarihi yapıları ve bahçeleri ile görülmeye değer bir şehir. Menara bahçesi, Bahia Sarayı, Dar Si Said ve Koutobia Müzesi, Kapalıçarşı ve tabi ki Cema el Fna Meydanı. Cema el Fna Meydanı’nda dolaşıp, sıkılmadan saatlerce hatta günlerce fotoğraf çekebilirsiniz. Esasında sadece bir fotoğraftan ya da birkaç satır yazıdan çok daha fazlasını hak eden bu meydan için “yaşayan bir mekan” adlandırması yapılabilir. Fas’ın kalbi Marakeş ise, Marakeş’in kalbi de Cema el Fna Meydanı’dır. Sabah ve öğlen saatlerinde gayet sessiz olan bu meydan akşamüstü saatlerinden itibaren dolmaya başlar. Daha önceden belirlenmiş yerler kısa bir sürede dev açık hava lokantalarına dönüşür. Yılan oynatıcıları, tiyatrocular, hikaye anlatanlar, fal bakanlar, geleneksel dansçılar, büyü malzemesi satanlar, baharatçılar, satıcılar ve ne olduğu anlaşılmayan kişilerin arasında bir gürültü, bir kıyamet gece yarılarına kadar sürer gider. Tabi bu arada zamanın nasıl geçtiğini anlamanız pek mümkün olmayabilir. Bu karmakarışık ortamda fotoğraf çekmek de pek kolay sayılmaz. Eğer fotoğraf makinenizi elinize alıp sağı solu rahatça çekebileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu meydanda her şey parayla! Nereyi ve kimi fotoğraflarsanız fotoğraflayın birileri sizden anında bahşiş istemek için yanınıza gelebilir. Yanınıza gelmekle kalmayıp siz bahşiş verene kadar da sizi rahat bırakmayabilir. Yanınızda bol bozuk para bulundurmayı unutmayın. Size bir ipucu; bu meydanı yukarıdan gören ve nefis nane çayı içebileceğiniz pek çok teras mevcut. En iyi fotoğraf veren yerler de sanırım buraları.

2 yorum:

  1. Yararlı bilgiler için çok teşekkürler. blogları okumayı çok seviyorum hele böyle gezdiği yerleri anlatanları daha çok.. emeğinize sağlık :))

    YanıtlaSil
  2. Görüşleriniz için teşekkürler.
    http://www.fotografbilgimerkezi.com sitemizde de gezi notları bölümü ilginizi çekebilir.

    YanıtlaSil